12 Ekim 2014 Pazar

Hiç merak ettin mi? Neden sabah kahvaltısında yumurta yiyorsun ya da sucuk. Neden geceleri uyuyorsun da sabahları uyumuyorsun? Aslında çok küçük ve aptalca şeyler gibi gözükse de neden? Bu soruları büyük ihtimalle düşünmemişssindir hiç. Çünkü bunlar senin için artık alışkanlık haline gelmiş. Ebeveynlerin çevrendeki insanlar bunları aşılamış sana. Sen onlardan göre göre bunları yapmaya başlamışsın. Neden farklı bir şey yapmıyorsun,herkes gibisin,başkalarını taklit ediyorsun? Neden kalkıp uykundan gecenin bir saati dışarda bağırmıyorsun sevdiğinin ismini ya da koşuya çıkmıyorsun? Çünkü toplumda bunların hoş karşılanmadığı öğretilmiş ya da senin için zararlı olduğu. Kalk ve kendin için bir iyilik yap . Canın ne istiyorsa yap düşünme fazla. Yaz uudun mu yaz içinde kalmasın  hiç bir zaman. Onlar belki hoş karşılamıycak rahatsız olcaklar senden çünkü farklısın. Ama farklıysan onlardan daha üstün olursun, çünkü onlar başkalarının izinden gitcek kendi düşünceleri olmadan sense sen olacaksın başkalarına bağlı kalmadan, klasik tiplemelere benzemiyceksin. Örneğin dominant maço erkek olmayacaksın ya da her şeyi erkekten bekleyen o kız olmayacaksın. Hayır sen insandan öte olcaksın çünkü obnların hayatı boş yaşamasından daha çok düşünüp yaşıycaksın. Emin ol bu sana başta mutluluk vermiycek ama sonradan bunun senin için doğrusu olduğunu anlayacaksın. Bütün erkekler o güzel aptal sürtüğün peşinde koşarken sen o tatlı eğlenceli kızla beraber olacaksın. Her şeyi başarman için tek bir şey yeter farklı olmak. Ben sana marjinal olmaya çalış demiyorum farklı olmak için kasıntılık yapma.Bu seni farklı yapmaz diğer düşük insanlar gibi yapar. Farklı olmak için sadece kendin ol çünkü her insan aslında farklıdır.
Uzun bir aradan sonra yine yazmaya karar verdim buraya, her nasılsa başladığım yere geri döndüm. Yine gecenin bir yarısı olmuş umutsuzum,sıkkınım aklımda o. Deniyorum ,çabalıyorum elimden gelen her şeyi ama olmuyor, bazen bazı şeyleri değiştiremezsin ya bu şekilde kabulleneceksin ya da o adımı atıp bırakcaksın.Böyle olsun istemezdim asla hayalimdeki gibi olabilseydi keşke her şey. O klasik balo sahnesi herkesin önünde yapılan o romantik dans ya da omzumda uyuyakalması hep bunlar olsun isterim ama hayır tabii ki hiç bir zaman her şey yolunda gitmez. Onu mutlu edemiyorum çabalıyorum ama hayır sanki aramıza kalın bir duvar örülmüş ve ben onu aşamıyorum. Lanet olsun ki aşamıyorum, her üzerinden atlamaya çalıştığımda kafamı toslıyorum. Böyle olmamalıydı tabii ki. Mükemmel bir aşk filmindeki gibi olmalıydı. Ama unuttuğumuz bir şey olur o aşk filmlerinde her an güllük gülistanlık değildir.Düşüşler olur ,kayıplar ,ağlamalar. İnsan o kadar bencildir ki bunları unutur sadece saf mutluluk ister. Oysaki zaten mutlu olabilir istese,uğraşsa çabalasa,ama tembeldir insan yapmaz bunu. Açıkçası ne yazacağımı da bilmiyorum öyle bir durumdayım ki artık ne yapacağımı şaşırdım.Çabalayınca da olmuyor çabalamayınca zaten olmuyor. Gülmek ağlamak varken şu an yaptığımız şeylere bak. İnsan olmak demek doğanın basitliğini karmaşıklaştırmaya çalışıp bütün her şeyi bok etmektir. Keşke sorunlar bir anda pat diye bitiverebilse isteyince ama yok burası dünya. Burda yerin dibini boylamadan yukarı çıkamazsın. Bakalım ne olacak umarım istediğim gibi olur her şey onun kokusunu içime çekebilirim,yanağıyla oynayabilirim ve de onu güldürebilirim.

9 Temmuz 2014 Çarşamba

Redd

       Redd adlı bir türk grubu var.Bu gruba Aşk Tesadüfleri Sever'i izlerken rastlamıştım.Nefes bile almadan adında bir parçaları vardı filmde. Resmen beni büyülemişti,her an o şarkıyı dinlemek istiyordum. Çünkü bana sevdiğim bir insanı düşündürtüyordu sürekli. Redd 'in diğer şarkıları da bu filmdeki şarkıları kadar başarılı.İnsanın dinlerken aklına kendi hayatından kesitler getirdiği bir sürü özel şarkıları var.Eğer alternatif rock dinlemeyi seviyorsanız ve türkçe söyleyen bir grup arıyorsanız kesinlikle Redd'i öneririm.Umarım beğenirsiniz.
     Redd, 1996 yılında Berke Hatipoğlu (gitar,geri vokal)Doğan Duru (vokal,bas gitar),Güneş Duru (gitar,geri vokal) ve İlke Hatipoğlu (klavye,geri vokal) tarafından kurulmuştur. Daha sonra Berke Özgümüş aralarına davulcu olarak katılmıştır. Redd'in şu ana kadar yayınlanmış beş albümü var:50/50,Kirli Suyunda Parıltılar,,Plastik Çiçekler ve Böcek,21.Hayat Kaçık Bir Uykudur. Redd başka Aşk Tesadüfleri Sever'den başka sinema  filmlerine ve dizilere parçalar yapmıştır:Prensesin Uykusu,Derin Sular.
            

Aşk takıntı mıdır?

       Uzun zaman oldu yeni bir şeyler yazmayalı. Kusura bakmayın kafam biraz dağınıktı ve de biraz meşguldüm son bir kaç haftadır. Kafam dağınıkken kendimi anlayabilmek için bir sürü kez kendimi sorguladım. Kimi değerlerin benim için ne ifade ettiğini anlamaya çalıştım.Aklıma takılan bir soru vardı hep. İnsanların aşk dediği şey acaba sadece bir takıntıdan mı ibaret diye.
        Küçüklüğümde tam bir duygusal çocuktum, sürekli hayal ederdim çok tatlı çok iyi anlaştığım bir insan olmasını ona aşık olmayı, daha sonra onla evlenmeyi ve iki çocuk sahibi olmayı.Ama bunlar sadece küçük bir çocuğun sürekli romantik filmler izlemesinden kaynaklanan bir durumdu.Yaşım ilerledikçe bazı şeylerin öyle olmadığını fark ettim.Bir kere aşık bile oldum hatta bir kıza, her an sadece o aklımdaydı, acaba şu an ne yapıyordur diye düşünüyordum hep.Ve de karşılıklı değildi.Son derece üzücüydü ona aşık olmak onun tenine değemeden onun kokusunu içime çekemeden,dudaklarındaki ıslaklığı hissedemeden  o kadar sevmek.Şimdi geri dönüp baktığımda  gerçekten de değer miydi ki kendimi o kadar paralamaya?
         Kimisi ilk görüşte aşka inanır,kimisi aşkın sadece kimyasal olduğundan bahseder,kimisiyse inanmaz ona. Bana kalırsa aşk denen şey sadece bir takıntı başka bir şey değil. Tamamen bir insana takık olmaktır,onun her hareketine dikkat etmek,adeta hayatını onun üzerine kurmaktır.Bu takıntı daha çok insan  o kişiye ulaşamadığında olur.Hani derler ya en büyük aşklar kara aşklardır diye. Hiç ulaşamadığın hep arzuladığın ama sahip olamadığın insana en çok önem verirsin.İşte bu yüzden onu takıntı edersin zaten,bu yüzden gözünde büyütürsün,yaz gecelerinde ağlarsın onu düşünüp,ona şiirler yazarsın,ona şarkılar ithaf edersin.Aşk tamamen bir saplantıdır.Aşık olmak muhteşem bir duygudur,birisini o kadar sevmek ki kendinden çok o insanı düşünebilmek hele insan doğası bencilken.Çok tuhaf bir his.Aşk denen şey aynı zamanda çok tehlikelidir insan için onun tüm bir yaşamını bok edebilir,çünkü bir saplantıdır sadece,adeta diğer saplantılar gibi insana zarar verir.
         Yine de tüm bunlara rağmen bir insana şu an aşık olmak isterdim,tekrardan o duyguyu yaşayabilmek için her şeyimi verirdim.                                                            

29 Haziran 2014 Pazar

                                                              SON GECE


     Son Gece, Hakan Soğukpınar adlı amatör bir müzisyenin bir bestesidir. Şarkıyı ilk kez Soundcloud adında bir sitede duymuştum ve ciddi anlamda içime mistik duygular yüklemişti. Aynı anda hem üzülmüş hem de mutlu olmuştum. Çok tuhaf bir histi. Şarkının kaydı aslında biraz kötü örneğin keman sesleri biraz kulak tırmalıyor ama yine de bu şarkı kalbimi ısıttı. Şarkının sözlerini  seslendiren kişinin de hakkını vermek gerek . Sesi resmen insanın kalbini parçalıyor. Amatörce olmasına rağmen müthiş bir şarkı.Arkadaşlarımla kurduğumuz grupla hatta coverlamayı bile düşünüyoruz. Umarım şarkıyı beğenirsiniz.
      Hakan Soğukpınar hakkında bilgi vermem gerekirse, kendisi benim şu anda okuduğum İstanbul Erkek Lisesi'nden 2011 yılında mezun olmuş. Şu an Koç Üniversitesi'nde Makine Mühendisliği okuyor eğer doğru hatırlıyorsam. Kendisi aynı zamanda Sakarya İzci Grubu adında  İstanbul Erkek öğrencilerinin içinde bulunduğu bir izci grubunun liderlerindendi. Ta ki 2014 senesinde bu görevini kendinden 2 yaş küçük arkadaşlarına bırakana kadar. Hakan Soğukpınar enstrüman olarak gitar ve piyano çalabiliyor, bildiğim kadarıyla müzikle 6 7 yıldır  ilgileniyor.
     Şarkıyı seslendiren hakkında ise tek bilgim onun İstanbul Erkek Lisesi'nden 2012 yılında mezun olduğudur.

 Hakan Soğukpınar'ın hesabı 

Son Gece

Son geceydi
Sonsuzluğa kalkan bir gemiydi
Kanat çırpan kelebekti
Özgürlüğe uçan bir bebekti
Göz kırpan

Su gibiydi
Gökyüzünden akan kirletildi
Parıldayan bir güneşti
Karanlık olan hapsedildi
Doğmadan

Bir şiirdi
Ruhumuzu saran her gecesi
Sen kokan gözlerindi
Gözlerime akan bir nehirdi
Kirletildi

Ve gün bitti
Huzur gökyüzüne dolan
Son Gece bitti
Ve uyan

Ve uyandığında
Kalbin hala boşsa
Gözlerin doluysa
Etrafına bir bak
Yarım kalmış sözler
Hiç bitmemiş hisler
Ruhun eğer hazırsa
Son yok bugün başka

                TRANSFORMERS AGE OF EXTİNCTİON

    Serinin 4. filmi olan Age of extinction'da ilk üç filmdeki ana karakterden farklı karakterler karşılıyor bizi.Önceki filmlerdeki tatlı Shia LaBeouf'un yerine gereğinden fazla başmış Mark Wahlberg getirilmiş ,ki kendisi Shia'dan daha tecrübeli bir oyuncudur.Her zaman olduğu gibi bu Transformers filminde de seyirci çekmek için sürekli kısa kot şortla gezen bir sarışın kız var.Şahsen bu Hollywood taktiği kullanıldığı için film gözümde eksi bir puanla başladı.
     Genel olarak filme baktığımızda hikayenin çok vasat kaldığını söylemek zorundayım,çünkü filmin kimi sahneleri arasında kopukluk oluyor arada bu da konunun akıcılığını bozuyor.Oyunculuklara baktığımızdaysa öyle muhteşem bir performans gözüme çarpmadı.Oyuncular arasından sadece Stanley Tucci'nin performansı göz önüne çarpıyor,kendisi gayet iyi oynamış.Bu film son zamanlardaki bütün aksiyon,fantastik filmlerden bir şey kapmaya çalışmış ama bence olmamış.Avengers'taki gibi araya komik sahneler koymaya çalışmışlar ama daha çok bu sahneler izleyici güldürmektense izleyiciyi sıkıyor.Aynı zamanda Pacific Rim ve Edge of Tomorrow'da olan haber bülteni şeklinde filmin içeriği hakkında bilgi verme metodunu da kullanmışlar.Ki buna gerçekten hiç gerek yokmuş.Çünkü sadece 15 saniyelik bir sahne.Bu film için biraz da geçiş filmi denilebilir bir sonraki film için hazırlıklar yapılmış filmde, o yüzden bence aşırı eleştiri yapılmamalı.
   Peki bu filmi neden izler bir izleyici?Kesinlikle görselliğinden dolayı.Bu filmi kurtaran izlenilir kılan şey Transformersların muhteşem büyüklüğü zarifliği ve ,birbirleriyle şavaştıkları akıl almaz aksiyon sahneleri,kesinlikle görsel efekt ekibi bu filmde çok iyi bir iş başarmış.Cidden bu filmi sadece görselliği için bile izleyebilirsiniz.Bu muhteşem aksiyon sahnellerindeki tek sorun herhalde aksiyonun bitmemesi sürekli bir şeyler patlıyor kırılıyor ve bu yüzden sinemada çok ses çıkıyor kimi izleyici için bu olay rahatsız edici olabilir.Eğer vaktinizi geçirmek için eğlencelik içinde bol aksiyon barındıranm bir film istiyorsanız Transformers Age of Extinction sizin için iyi bir seçim olacaktır.Yine de ben sizin yerinizde olsam hazır sinemalar kalkmamışken Edge of Tomorrow(Yarının Sınırında)'a giderim. 

28 Haziran 2014 Cumartesi

Basit olmak üzerine

Biraz tuhaf bir yer dünya.Hiç mutlu olmayacağını düşünürsün ,bir anda küçücük bir şey olur havalara uçarsın ya da eğleneceğini düşündüğün bir konserde mal olursun.Cidden şaşırıyor insan hayat ne kadar da değişken diye,güvendiğimiz insanlar meğer yüzümüze baka baka yalan söylüyormuş hem de sadece bir kere değil.Yazık yani ailelerine yazık ya o kadar uğraşıyorlar büyütüyorlar böyle mal gibi olsunlar diye mi?Hayır insan dürüst olsun bari.Yapmışsın piçlik bari adam ol yüzümüze söyle.Gerçi beklemiyorum da adam gibi davranmanı.BASİTSİN çünkü.Başka bir şey değil.Etrafındaki salaklara özenip kendinden başka biri gibi olmaya çalışırsın anca.Gücün sadece ona yeter.En çok değer vermen gereken insana zamanında kalleşlik yaparsın sonra yüzüne bakıp gülersin.Vay be bu dünyada ne kadar şerefsiz insanlar var.Siz anca gidin konserlerde yiyişin size ait olmayan çocuklarla.İnsan hak ettiğini düşündüğü sevgiyi alır.Önünüzde kapı gibi insanlar varken böyle yapınca çok mu bir bok oluyor.Aferin yiyiştin büyük başarı.Dürüst olun kendinize,bu kadar mı düştünüz cidden hiç gereği yokken.Yazık yani bir kere de değil.Ne diyeceğim biliyor musun iyi ki artık yanımda değilsin çünkü sen sadece basittin.Adeta diğerleri gibiydin.Hiç bir farkın yoktu.Arkadaşlarımı üzenlerden farkın yoktu.Eğer ilerde ciddi anlamda adam gibi bir şey istiyorsan sadece dürüst ol inan bana.Vaktin hala geç değil değiştir kendini.Hala gözümün içine bakıp gülümsüyorsun ya onca şeyden sonra yani ne diyeyim ben sana.Bir insan bu kadar mı yüzsüz,arkadan  bıçaklayıcı,orospu ve basit olabilir.Umarım bunları okursun.